SEDDK tarafından Gri Sigorta ve Mellce Sigorta şirketlerine el konulmasının ardından SEDDK, TSB, Güvence Hesabı ve TOBB-SAİK tarafından 11 Aralık tarihinde düzenlenen basın toplantısında, söz konusu tedbir kararı nedeniyle oluşan mağduriyetlerin çözülmesi için hızla aksiyon alındığı belirtilerek sektöre sağduyu ile görevlerine devam etme çağrısında bulunuldu.
Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK), mevzuata aykırı işlemleri ve kötü yönetimleri nedeniyle bir süredir kademeli önlemler uygulanan ve verilen makul süreye rağmen durumlarını iyileştiremeyen Gri Sigorta ve Mellce Sigorta’nın mevcut yönetim kurulu üyelerinin tamamının görevlerine son verilerek yeni yönetim kurulu üyelerinin atanmasına ve sigorta portföylerinin idaresinin Güvence Hesabı’na bırakılmasına karar vermişti.
Varlıklarının yükümlülüklerini karşılayamadığı gerekçesiyle SEDDK tarafından el konulan Mellce ve Gri Sigorta’ya yönelik alınan tedbirlerin uygulanmasına ilişkin süreç hakkında kamuoyu bilgilendirme toplantısı; SEDDK, TSB, Güvence Hesabı ve TOBB-SAİK tarafından 11 Aralık tarihinde gerçekleştirildi.
SEDDK Başkanı Davut Menteş, TSB Başkanı Uğur Gülen, Güvence Hesabı Başkanı Abdullah Kara ve TOBB-SAİK Başkanı Levent Korkut tarafından düzenlenen basın toplantısında, alınan tedbir kararının uygulanmasına ilişkin süreç hakkında bilgiler verildi.
Sigorta sektöründe güven ve itibarın çok önemli olduğuna dikkat çeken SEDDK Başkanı Davut Menteş, “Sigortalıların hak ve menfaatlerinin korunması ile sektörün güven ve itibarının zedelenmemesi maksatıyla kötü yönetimleri ve mevzuata aykırı işlemleri nedeniyle mali bünye zaafiyeti yaşayan Gri Sigorta Anonim Şirketi ve Sınırlı Sorumlu Mellce Karışılıklı Sigorta Kooperatifi ünvanlı iki sigorta şirketine tedbir uygulama kararı vermiş ve 28 Kasım 2023 tarihi itibarıyla da söz konusu tedbirler kurumumuzca yürürlüğe konmuştur. Her şeyden önce şunu ifade etmek gerekir ki tedbir konulmuş sigorta şirketlerinin payı binde 3 seviyelerinde olup bu durumlarıyla sektörü etkilemeyecek yapıdadırlar. Sektörümüzün neredeyse zirve yaptığı bu yılda, bu şirketlerin tedbir gerektirecek halde sermaye yetersizliği, mali bünye zafiyeti halinde bulunmaları ve bu durumdan bir türlü çıkamamaları nedeniyle tedbir yoluna gidilmiştir. Öncesinde tüm paydaşlarla istişare yapılmıştır. Mevcut ve yeni gelecek sigortalılarımızın hak ve menfaatlerinin korunması ve bu şirketlerin mali bünye zafiyeti etki alanlarının daha da büyümemesi için alınan tedbir kararlarıyla söz konusu şirketlerin yönetim kurulu üyelerinin tamamen görevden alınarak yerlerine kurum personelimizin atanması, yeni poliçe yapma ve uzatma yetkilerinin kaldırılması, tüm varlıklarının bloke edilmesi ve mevcut portföyün idaresinin Güvence Hesabı’na bırakılması sağlanmıştır” açıklamalarında bulundu.
‘GÜVENCE HESABI’NIN KAPSAMINI GENİŞLETECEĞİZ’
Güvence Hesabı’nın 5684 sayılı kanunla TSB bünyesinde kurulmuş ve görevleri kanunun 14’üncü maddesi kapsamında düzenlemiş bir kurum olduğunu belirten Menteş, Güvence Hesabı’nın görevlerini şöyle anlattı: “Trafik sigortası ve zorunlu sigortalara ilişkin ortaya çıkan sigortalının tespit edilemediği durumlar veya sigortası tespit edilememiş olanların ya da çalınmış veya gasp edilmiş bir aracın karıştığı kazaların neden olduğu bedensel zararlar ile sigorta şirketinin mali zafiyeti nedeniyle ruhsatının iptal edilmesi ya da iflası halinde ödemekle yükümlü olduğu maddi ve bedensel zararları kapsam dahilinde sigortalılarla sadece trafik ve diğer zorunlu sigortalar için belirlenen geçerli teminat limitlerine kadar karşılar. Bir başka ifadeyle güvence hesabı fonları trafik ve diğer zorunlu sigortalar dışındaki sigortalar için devreye girmez, zarar karşılamaz. Kanunun 20’nci maddesine göre ise Güvence Hesabı, kurul kararıyla mali bünye zafiyeti nedeniyle tedbir kapsamına alınan şirketlerin sigorta portföyünün idaresinde veya portföyün tasfiyesinde görevlendirebilirler. Güvence Hesabı’nın kapsamının genişletilerek tüm sigorta branşları için güvence sağlanabilmesi amacıyla gerekli mevzuat çalışması kurumumuzca başlatılmıştır. Diğer taraftan bankacılık mevzuatında da olduğu gibi kötü yönetim, aktif azaltıcı işlem gibi fiillerle sigortalıların hak ve menfaatlerine zarar veren şirket yöneticilerinin şahsi sorumluluklarına uygulanacak diğer yaptırımlara yönelik çalışmalar da yine gündemimizin ön sıralarında yer alıyor.”
‘ÖNCELİĞİMİZ HASAR DOSYALARINI SONUÇLANDIRMAK’
Tedbir sürecinin işleyişi hakkında konuşan Menteş, “Tedbir sürecinin başlamasıyla birlikte Güvence Hesabı şirketlerin sigorta yükümlülüklerini gözden geçirmiştir. Buradaki en önemli faktör ise poliçelerin kalan gün ve iade bedelleri ile henüz sonuçlandırılmamış hasar dosyalarının tamamlama bedellerinin maliyetlerinin gerçeğe en yakın haliyle hesaplanmasıdır. Bu amaçla hazırlanan raporla durum ortaya konulmuştur. Buna göre her iki şirketin de varlıkları yükümlülükleri karşılamaya yetmemektedir. Şirketlerin varlıklarının yükümlülükleri karşılayamama nedeni ise sermayelerinin tamamen tükenmiş olma hali, mevcut poliçeler kapsamındaki yeni hasarların tasvip edilememe gerçeğini de beraberinde getirmektedir. Poliçelerin hasar ödeyememe kabiliyetinin olması da bunların bir an önce yenilenmesi gerekliliğini ortaya koymuştur. Kamu yöneticileri olarak en önemli sorumluluğumuzun bu olduğunu biliyoruz. Vatandaşımıza hasarını tazmin edemeyeceği poliçenin yenilenmesi için gerekli yolu ve kolaylığı sağlamak için gerekli tedbirleri almış bulunuyoruz. Esasen tedbirimizin yegâne amacı da budur. Mali bünyesi bozulmuş şirketlere yeni sigortalı girişini engellemek, mevcut sigortalılarımızı bir an önce güvenli alanlara tahliye etmek ve şirketin mevcut kaynakları ile öncelikle mevcut devam eden hasar dosyalarını sonuçlandırmak. Diğer taraftan yükümlülüğü kadar varlığı olmayan hatta ilk tespitlere göre yükümlülüğün yarısı kadar dahi varlığı olmayan bu portföyleri devir almak üzere kurumumuza resmi bir müracaat olmamıştır. Dolayısıyla sigortalılarımızın olası bir hasarda hasarını ödeyemeyecek bir portföyden bir an önce çıkarılarak poliçelerinin farklı bir sigorta şirketinde yenilenmesi elzem olmuştur. Bu durumda poliçe sahipleri bilgilendirilmiştir. Şirketlerin varlıklarının yükümlülüklerini karşılayamaması nedeniyle yükümlülüklerden hangisinin öncelikleneceği konusundaki yaklaşımımız kanunda da yer aldığı üzere sigortalıların hak ve menfaatleri her şeyin önündedir ilkesidir. Önceliğimiz devam eden hasar süreçlerinin tamamlanarak araçların sigortalılara teslim edilmesi yönünde olacaktır. Tasfiye kapsamında iptal edilen poliçelerin bedellerinin ne kadarının ödeneceği ise hasar tamamlama bedellerinin tam olarak tespit edilmesinden sonra belirlenecektir” ifadelerini kullandı.
Telafi edici planlardan da bahseden Menteş, “Sigorta şirketlerimiz TSB öncülüğünde, sigortalılarımıza kucak açarak eski poliçelerinin iptal bedelinin yarısı kadar indirimi yenileme poliçelerinde uygulayabilecekleri yönünde ortak yaklaşım sergilemişler ve TSB bu yaklaşımı tavsiye kararı ile desteklemiştir. Böylelikle bu süreçte en çok önem verdiğimiz konuların başında gelen sigortalılarımızın sigortalılıklarının devamı endişelerinin diğer sigorta şirketlerince sağlanan indirim kampanyası ile önemli ölçüde giderileceğine inanıyoruz” dedi.
‘SÜRECİ SAĞDUYU İLE YÖNETMELİYİZ’
TSB olarak sürecin başından beri son derece şeffaf ve içten bir iletişimle içinde olduklarının altını çizen TSB Başkanı Uğur Gülen, “Görevimiz bu kararı desteklemek ve olası çıktıları konusunda kurumumuza destek olmaktır. Şu ana kadar da bu desteği göstermiş bulunmaktayız. Tedbirin yegâne amacı problemli bir alana o problemi büyütmeden müdahale etmek, yeni sigortalı artışını engellemek ve mevcut sigortalıları güvenli bir alana tahliye etmektir. Bu iki amacı da TSB olarak destekliyoruz. Bu kapsamda menfaat kaybını en aza indirmek hepimizin hedefidir. Bu noktada sigorta şirketlerimiz telafi edici bir planın parçası olmuştur. Mevcut sigortalılarımızın teminatsız kalmaması en büyük dileğimizdir. Bu kapsamda da iade edilen prim bedellerinin %50’sini yeni düzenlenecek sigorta poliçelerinde indirim olarak verme konusunda TSB, tüm hayatdışı branşta çalışan sigorta şirketlerini kapsayacak şekilde bir tavsiye kararı almıştır. Bu tavsiye kararın da bugüne kadar uygulandığını görmek memnuniyet verici. Şirketlerin bu telafi edici plan dahilinde prim iadelerinde, fiyat indirimlerinde çalıştığını görmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bunlar zor süreçlerdir. Bu süreçleri yönetirken bir dayanışma ve işbirliği içinde tüm tarafların normalden daha fazla sağduyu göstererek yönetmesini hepimiz bekliyoruz” ifadelerine yer verdi.
Güvence hesabı kapsamında olan sigorta branşlarını trafik sigortası, , karayolları zorunlu ferdi kaza sigortası, tüpgaz sorumluluk sigortası, tehlikeli maddeler sorumluluk sigortası, maden çalışanları ferdi kaza sigortası olarak belirten Güvence Hesabı Müdürü Abdullah Kara, Kanunun 13 ve 14’üncü maddesine kapsamında Güvence Hesabı’nın bu branşlarda meydana gelen hangi hasarları karşıladığını şu şekilde sıraladı:
“– Tespit edilen bir aracın sebep olduğu bedensel zararlar,
Sigortasız bir aracın sebep olduğu bedensel zararlar,
Çalıntı aracın sebep olduğu bedensel zararlar,
Herhangi bir sigorta şirketinin mali bünye zafiyeti nedeniyle bütün branşlarda ruhsatlarının iptal edilmesi ya da iflası halinde bu şirketin zorunlu branşlardaki maddi ve bedensel zararlar.”
‘ÖNCELİKLE HASAR DOSYALARINI ÖDEYECEĞİZ’
Söz konusu iki sigorta şirketinin Güvence Hesabı kapsamındaki branşlarının otobüs, sorumlu koltuk ve ferdi kaza sigortası olduğunu ve bu branşlar dışındaki hasar ödemelerinin bu şirketlerin mevcut varlıklarıyla karşılanacağını söyleyen Kara, “28 Kasım 2023 itibarıyla Güvence Hesabı’na tebliğ edilen portföyün idaresiyle ilgili aksiyonları aldık. Birinci önceliğimiz hasar dosyalarını ödemek. Burada hasar görmüş vatandaşımızın mağduriyetinin karşılanması ilk önceliğimiz. Ödemeler gerçekleştikten sonra mevcut hasarlar revize edildikten sonra gerçek durumu tespit edeceğiz” dedi.
‘HIZLA AKSİYON ALDIK’
Sürecin en başında hızla aksiyon alarak 18 bin acenteye gerekli bilgilendirmeleri yaptıklarını ifade eden TOBB SAİK Başkanı Levent Korkut, “Gönül isterdi ki bu şirketleri birileri devralarak bu yükümlülüklerle devam etsin ve ne sigortalının ne acentenin ne de sigorta şirketlerinin üzerine bu yük binmesin. Bu süreçte sigortalının hak ve menfaatlerinin nasıl koruma altına alınacağı konusunda görüşme yapıldığında en doğrusunun poliçenin yaşamasının önüne geçilmesi ve ileriye dönük olacak hasarlarla birlikte daha büyük mağduriyetlerin engellenebilmesi ve kamu ve sigortalı nezdinde sektöre duyulan güvenin zedelenmemesi açısından hızlı aksiyon alınması gerektiğine dair hemfikir olduk. Acenteler poliçelerin yaşamasını istiyor ama şirketin maddi kaynakları buna yetmiyor. Sektöre olan güvenin sarsılmaması için doğru karar verdik. Yarın acente olarak sigortalılara izahı daha zor olurdu. Hasarın tamamının ödenmesi konusundaki kararlılığı nedeniyle SEDDK Başkanına teşekkür ederim. Hasarla ilgili sorun halledilmiş oldu. Poliçe iadesinin tamamının yapılmasını diliyoruz. Acentelerin şirketlere verdiği teminatların da telafisinin mümkün olmasını istiyorum” açıklamalarında bulundu.
Sürecin başından beri dayanışma içinde olduklarını vurgulayan Korkut, “Acente sayımız az değil. 18 bin acenteyi düşünecek olursak %10’a tekabül eden bir acente var bu işin içerisinde. Ben arkadaşlarımdan sağduyulu bir şekilde sigortalılara konuyu makul bir şekilde izah edeceklerini ve o poliçelerin tekrardan yenilenmesi için ve sigortalıların sigortasız kalmamaları için çaba göstereceklerini biliyorum. SEDDK ve TSB Başkanı’na da özellikle iade edilen komisyonların %50’sinin sigorta şirketleri tarafından indirim olarak sağlanması konusunda da teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
alıntı : sigortacı gazetesi